Cumhuriyeti savaşmadan kazanmış bir toplumun yüzleşeceği en büyük problem nedir?
Paypal, bir dönemler youtube, ekşi sözlük, şimdi de instagram… En basit özgürlüklerimiz elimizden alınırken bizim koyunlarımız neden sessiz? Hiçbir zaman “16. Louis yine de devletti onu başımızdan alan halka lanet olsun” diyen bir Fransız ile tanışmadım. Aksine Paris Olimpiyatları’nın gösterilerinde de gördüğümüz gibi atalarının monarkın kellesini almış olmalarından gurur duyuyorlar. Bizim koyunlarımız da “Çok ayıp yine de böyle bir şey yapmaları sonuçta kraldı” diyorlar. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından görevlendirilen sıradan bir devlet memuru olduğunun bilincinde olmak bir kenara ilahlaştırmanın peşindeler. Ben, cumhurbaşkanına duyduğum saygıdan çok onun bana saygı duyması gerektiği kanaatindeyim. Ona bu gücü bizim verdiğimizden bihaber bir halk var. Göktengri inancımız devam ediyor da kut mu alındı? Neden bu kadar dokunulmazlar?
Oyun parkı gibi yönetilen bir ülke. Kim olursan ol, ne iş yaparsan yap yarının belli değil. Faizler bir sene yükselir bir sene düşer, bir sene ortaçağdan kalma ortadoks ekonomi sistemini kullanırsın ertesi sene serbest piyasa ekonomisi. Ve bir sabah instagramın yokluğu ile uyanırsın. Ayda sattığın iki tane örgü yelekten, mumdan kazandığın para bir anda yok olur. Aman iyi ya, sosyal medya bağımlısı ünlülerimiz detoks yapmış oldu. Ama hayır hayır bu akıllıca çıkış, dünyaya bizim ne kadar güçlü olduğumuzu gösterdi, dış güçlere karşı ayakta durduk. Günlük 57 milyonluk dış ticaret kaybı ile mi gösterdik dış minnaklara duruşumuzu? Paranın yönettiği bir dünyada parasal kayıp ile mi yapılır gururlu duruş gösterisi? Arap manşetlerinde çıkan Türkler yine ziyarete para istemeye mi geldi haberleri ile mi gösteriyoruz kendimizi?
Demagoji hakkında uzun uzun yazı yazdım ve yazmaya da devam ediyorum. Yalanlarla, ilkokul düzeyi halk seslenişleriyle ayakta uyutulan halk, 2023 seçimlerinde ekonomi nasıl baskı altında tutuldu düşünmez misiniz? Suudi Prensinden alınan 5 MİLYAR DOLAR borç ile. Oturup Türkçe haber takip etmeye devam edin, yabancı basının haberlerlerinin linkini kaynakçaya koyacağım. Şu an bu borcun vergilerini ödediğinizin farkında olun.
Babamın çocukluğumdan beri anlattığı bir hikaye vardır: Üç maymunu bir kafese koyarlar. Bu maymunların önüne de bir muz konur. Maymunlardan biri muzu almaya kalkıştığında hepsine birde tazyikli su tutulur. Bir süre sonra hiçbirisi muza yaklaşmadığında maymunlardan birini çıkarırlar ve yerine yeni bir maymun koyarlar. Yeni gelen maymun, muza yaklaşmaya çalıştığında diğer maymunlar tarafından dövülmeye başlar ve bir süre sonra bu maymun da muza yaklaşmamaya başlar. Sırasıyla kalan iki maymunu da çıkararak yeni maymunlar koyarlar. Maymunlar artık muza yaklaşan arkadaşlarını nedenini bilmedikleri halde dövmeye başlarlar. Ülke tam olarak bu halde. Ses çıkaranların sesi zorla kesildi ve şu an halk nedenini bilmediği şekilde ses çıkaran herkese saldırıyor, kimse de ses çıkaramıyor.
Bakanlarımız ‘inşallah’ diyerek açıklamalarda bulunuyor, eşcinselliği yaydığı endişesiyle çocukların oynadığı oyunlara erişim engeli getiriliyor, öğrenciler açık giyinmeleri sebebiyle okullara alınmıyor, ama şeriat gelmedi öyle mi?
Çocukken başörtülü ablalarımın okuldan atıldığı haberlerini görür ve anlam veremezdim. Bu olayı atlattıktan sonra beklentim ise halkımızın bilinçlenip artık hiçbir kız çocuğumuz giyimi yüzünden eğitim ve çalışma hayatından mahrum bırakılmasın diye düşünmeleriydi. Kinlenip biz de sizin açık kızlarınızı almayacağız demeleri değil!
Kimse iyi ve mutlu bir hayat yaşamanın peşinde değil bu ülkede. Herkes komşusunun hayatını nasıl kötüleştireceğinin peşinde. Zenginlere nasiplenmek için yaltaklanıp orta sınıfa kinleniyorlar. Kara para aklayan insanlara bile bileğinin hakkıyla kazanıyor sus diyorlar fakat gençlerin kahve içecek paraya sahip olmasına şiddetle karşılar.
Yapılanlara ne kadar erken ses çıkarırsan o kadar erken İran olmaktan kurtulursun Türkiye.
Kaynakça
Leave a Reply